“Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal!” şiarıyla hürriyetimizin ve bağımsızlığımızın en somut ifadesi olan İstiklal Marşı’nın millî marşımız olarak kabul edilişinin 103. yılına ulaşmanın huzurunu ve gururunu yaşamaktayız.
İstiklal ve istikbal mücadelemizin en zorlu dönemlerinde yüreği vatan-millet aşkıyla ve bağımsızlık sevdasıyla yanan merhum Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı, aziz milletimizin hissiyatına birebir tercüman olarak en güzide ifadeyle “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” diyerek milletimizin duygularını bu veciz dizelerle ifade etmiştir.
İstiklâl Marşı, kaleme alındığı dönemin millî ruh halini yansıtan en önemli bağımsızlık belgemizdir. Her satırı, bir yandan insanımızı cesaretlendirmeyi gaye edinirken diğer yandan da hedef koyarak “Sahipsiz olan memleketin batması haktır/ Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır” demiştir.
Milli marşımız sadece yazıldığı dönemi değil, geleceği de muhatap almıştır. İstiklal Marşımızdan aldığımız cesaret ve kararlılık ile bizler de Türkiyemizin daha da ileriye atılması için üzerimize düşen sorumluluk ile hareket ediyor ve çalışıyoruz. Bilim ve teknoloji ile sarsılmaz hedeflere emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz.
Bu vesilesiyle İstiklal Marşı’nın yazılışının 103. yılı münasebetiyle merhum Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha minnet ve şükranla yâd ediyorum. Merhum Akif’in duasıyla “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!” niyazında bulunuyorum.
